📘 قراءة كتاب Anne Baba ve Eğitimciler İ ccedil in İdeal Eğitim Y ouml ntemleri أونلاين
Allah’a hamd olsun. İnsanı en güzel kıvamda yaratmış-
tır. Beşeriyetin öğreticisine ve dosdoğru yola ileten hidayet
rehberine salât ve selam olsun. O şöyle buyurmuştur: “Beni
rabbim eğitti ve güzel bir şekilde eğitti.” Peygamber sallallâhu
aleyhi ve sellem “Ayak direten haricinde ümmetimin hepsi cen-
nete girecektir.” buyurdu.
–“Ayak direten kimdir, ey Allah’ın Rasûlü?” dediler.
–“Bana itaat eden cennete girer; bana asi gelen ise ayak
diretmiştir.” dedi.(1)
Eğitim hakkında çok söz edilmiş, ciltler dolusu kitaplar telif
edilmiştir. Çeşitli kısımlara, türlü yol ve yöntemlere ayrılmıştır.
Herkes de kendi yönteminin en ideal olduğunu ileri sürmek-
tedir. Eskiden “Herkes Leylâ’ya ulaştığını iddia eder ama Leylâ
bunların hiçbirini kabul etmez.” denilmiştir. Bu araştırmayı;
bazı uygun çözümler de sunmakla birlikte çağdaş İslamî bakış
açısından ele almak suretiyle ideal eğitim, ilgili meselelerin te-
davisi, değişip duran sorunların etrafındaki görüş ve deneyim-
lerin sunumuna tahsis ettim. Devasa boyuttaki telifata rağmen
ideal eğitime ve en iyi öğretime ulaşmamıza yardımcı olacak
(1) Sahîh-i Buhârî, 6/2655.
herşeyi araştırmayı sürdürmemiz gerekmektedir. Eğitim öğ-
retimin sorunları, ümmetin sorunlarıdır. Ümmetin hep birden,
kurumlarını tutup ayağa kaldırması ve sorunlarının çözümü
yolunda çaba göstermesi gerekmektedir. Ben de, benden önce
bu alanda araştırma yapmış olanlara katılarak şunu dile geti-
riyorum: Bugün yaşadığımız gerçekliğin delaleti ile çocukları-
mızın aldıkları ve almaya devam ettikleri eğitim uygun bir eği-
tim değildir. Mesajı yerine getirmek ve ümmet için nasihatte
bulunmak suretiyle değişim ve eğitim-öğretimdeki bozukluk-
ların ıslahı yönünde elimizi çabuk tutmazsak çocuklarımız ve
torunlarımız da ileride aynı şeyi söyleyecekler. Ümit ederim ki
Allah kusurlarımızı bağışlar.
Sözün en hayırlısı az ve öz olanıdır. Bu mütevazi araştır-
mada başında ve sonunda Allah’ın yardımını dileyerek sonra
da ister çağdaşlardan ister daha önce yaşamışlardan olsun
bu alanda benden önce eser vermiş olanlardan yardım alarak
hem eski hem de yeni olandan, başkalarının tecrübelerinden,
başarılı uygulama yöntemlerinden istifade etmeye çalıştım.
Bunun yanında eğitim-öğretim alanındaki uzun süre bilfiil ça-
lışmış olduğumdan edindiğim tecrübelerden de yararlandım.
Ayrıca bu konuyla ilgili işe yarar-yaramaza, iyi-kötü okudu-
ğum eserlerden istifade ettim. Tabii ki biz -müslümanlar- işe
yarayanı, şeriatimize uyanı alır; uymayanı terk ederiz. Hatta
duvara çarpar iltifat etmeyiz. Çünkü bizim Kur’an-ı Kerim ve
sünnet-i mutahharada izlediğimiz mükemmel bir metodumuz
ve ideal bir eğitimimiz bulunmaktadır. Bununla birlikte biyog-
rafilerde ve İslam tarihine dair eserlerde yazılmış bulunan ve
İslam Dini’nden ve tertemiz yüce öğretilerinden uzak bulunan
herhangi bir toplumda çok azına rastlayacağımız ahlak, pren-
sipler, adab ve muamelat konularından yararlandım. İslam’ın
bu güzelliklerine dostlardan öte düşman bile tanıktır. “Hak,
6 Anne-Baba ve Eğitimciler İçin
düşmanın bile hüsn-ü şehadette bulunduğudur.” Birçok halk,
dil, lehçe ve sapkın din bulunmaktadır. Birçok İslam ve Arap
toplumu da İslam şeriatını ötelemiş, dürülüp sarılmış bir say-
fa içinde nisyan alemine bırakmış veya yerin derinliklerine
gömmüşlerdir. Bu durum da söz konusu halkların terbiye ko-
nusunda bozulmasına, ahlakî seviyesinin düşmesine, davranış
bozukluğuna, ekonomisinin gerilemesine, kaos, düzensizlik
ve güvenlik sorunlarının egemen olmasına yol açmaktadır. Bu
toplumlar içinde güçlü zayıf üzerinde hegemonya kurmakta ve
bu da fakirliğin yaygınlaşmasına, korkunun genelleşmesine,
düşmanlığın tasallutuna ve tavus kuşu gibi her yanı bürüme-
sine yol açmaktadır. Bunun nedeni; yaşam sebeplerinden tu-
tup büyük küçük demeden herşey için uygun bir çözüm geti-
ren İslam Dini’nden kaynaklanan ideal eğitimin eğilimine göre
gelişim ve değişim ile beraber yol alan ideal eğitimin ve yüce
İslam ahlakının yokluğudur. Bu yoldan ve bu eğitimden -rab-
binin merhamet ettikleri dışında- bütün bir insanlık yüz çevir-
diğinde birçok felakete, problemlere, sosyal, ekonomik, eğitim
ve öğretimsel çıkmazlara, ailevî dağılmalara maruz kalırlar ve
hatta ırza, mala ve cana yönelik saldırılar yol kesen haydutlar
vb. suç çetelerinin olmazsa olmaz yeni yol ve yöntemleri hali-
ne gelir. Bu türlü suç yöntemlerini kullanan ve tek arzuları, tek
gayeleri sonunda ölüm olsa bile emniyet içindeki insanları ra-
hatsız etmek, onlara saldırmak olan insan grupları türemiştir.
Bunlar suç fedaileridir. Tek arzuları şeytanî heveslerini gerçek-
leştirmek, sapkın isteklerini doyuma ulaştırmak, kana susamış
canavarlıklarını tatmin etmektir.
Butün bunların sebebi ideal eğitimin olmayışıdır. Suçlula-
rın birçoğu ve hatta hepsi dinden, dinin adabından ve ahlakın-
dan, teşvikte bulunduğu terbiye ve üstün ahlaktan, tabilerine
başkalarına saygı göstermeyi emreden ve hatta vacip kılan,
İdeal Eğitim Yöntemleri 7
8 Anne-Baba ve Eğitimciler İçin
mallarına, ırzlarına ve canlarına kasdetmeyi haram eden ter-
biye ve ahlaktan tamamıyla uzaktırlar. “Her bir müslümanın
kanı, malı ve ırzı diğer müslümana haramdır.”(2)
Peygamberimiz Abdullah oğlu Muhammed sallallâhu aleyhi
ve sellem’in ashabını üzerinde yetiştirdiği ideal eğitimi hatır-
latmak babından bu konuya ilişkin becerebildiğim kadarıyla
bir şeyler yazmak istedim: Kitap ve sünnetten, salih geçmiş-
lerimizin (selef-i salihînin) üzerinde bulundukları şeyden
kaynaklanan “İdeal Eğitim” konusu.. O selef-i salihîn ki bütün
dünyaya ahlak, muamelat, dürüstlük, bütün insanlığın hayrı-
nı istemek konularında üzerinde bulundukları o ideal eğitimi
ispat etmişlerdir. Öyle ki kafire bile kendisi ile muamele ve
davette bulunma yöntemi bakımından yeterli bir fırsat tanı-
mışlardır. Biz müslümanlar, kafir için de hayır murad ederiz.
Görmüyor musunuz ki dinimiz bizlere kafirle kafir olduğu
halde iyi muamele içinde bulunmayı, antlaşmalı olduğu ve
bizimle birlikte yaşadığı sürece onu himaye etmeyi, üzerin-
de bulunduğumuz İslam nimetine onu da davet etmeyi em-
retmektedir. Her bir müslüman, bir kafirin kendi eliyle müs-
lüman olmasını ister. “Yemin olsun ki Allah’ın senin vesilenle
tek bir adama hidayet etmesi senin için kızıl develerden daha
hayırlıdır.”(3) Müslümanda enaniyet olmaz. Bilakis müslüman-
lar başkalarının da hayrını istemek, başkalarına da yararlı
olmak üzere terbiye almışlardır. “İnsanların en hayırlısı, in-
sanlara en faydalı olandır.”(4)
Bu araştırmayı bir kaç unsura ayırdım. Her unsur ideal
eğitimle ilgili kendine mahsus hususları altında barındırmak-
(2) Ebû Hureyre radıyallâhu anh’den rivayetle gelen uzunca bir hadisin bir parçasıdır.
Şöyle demiştir: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Birbirinize haset
etmeyin...” Sahîh-i Müslim, 4/1986.
(3) Sahîh-i Buhârî, 3/1096.
(4) el-Mu’cemu’s-Sağîr, 2/106.
İdeal Eğitim Yöntemleri 9
tadır. Öncelikle öğretici kardeşlerimin yararlanmasını ümit
ediyorum. Çünkü onlar birinci derecede eğitimcilerdir. Son-
ra genel olarak tüm müslüman kardeşlerimin faydalanması-
nı umuyorum. Çünkü onlar da birer eğitimcidirler. Oğulları,
kızları vardır. Yine ilim talebesi olan, okullarda, enstitülerde,
üniversitelerde öğrenci olan kardeşlerimin istifade etmesini
ümit ediyorum. Bu çalışma basit bir çabanın ürünüdür. Benim
dışımda büyük ilim adamları ve araştırmacılar daha önce bu
kapıyı çalmışlar ve ardına kadar açıp içeri girmişlerdir. Ben
sadece onların talebelerinden biriyim. Azîm olan Arşın Rabbi
Azîm Allah’tan eğitim-öğretim üzerinde çalışanları muvaffak
kılmasını, çabalarına bereket ihsan etmesini, bu çalışmayı
okuyana, dinleyene yararlı kılmasını dilerim. Muhakkak ki O,
herşeye kadirdir. Allah peygamberimiz Muhammed’e, ailesi-
ne ve ashabına salât ve selâm eylesin.
Terbiyenin birçok tarifi bulunmaktadır. Her müellif ve
her düşünür terbiyeyi kendi görüşüne göre tarif etmektedir.
Tanım sadece onun kendi görüşünü ifade eder. Aslında bü-
tün tanımlar değiştirilebilir birer teoriden ibarettir. Terbiye
kavramı etrafında çeşitli görüşler bulunmaktadır ve insanlar
bu konuda farklı anlayışlara sahiptir. Bu farklılığın kaynağı
ve sebebi terbiye konusu etrafındaki ve hem hayır hem şer
arasındaki insan tabiatının anlaşılması etrafındaki anlaşmaz-
lık olabilir. İlk planda da felsefe ve fikirlerdeki farklılığa veya
toplumlar üzerinde gücü bulunan akidevî, felsefî, sosyal, aklî,
fikrî vb. kuvvet ve faktörler sebebiyle temayüz eden ve belir-
ginleşen kültürel çevrelerdeki farklılığa dönüktür.
“Her durum, her çevre ve her kültürün içinde eğitim top-
lumdan izole edilmiş bir birey -insan- ile ilgilenmez. Bilakis
aynı anda hem fert ve hem de toplumla ilgilidir. Yada o bi-
reyin toplumuyla olumlu ya da olumsuz biçimde ilişki içinde
bulunması, çeşitli şekillerde etkileşim içinde bulunmasıyla
gerçekleşir. Buradan hareketle şu önemli sonucu çıkarmak-
tayız: Eğitim (terbiye) toplumun kültürel mirasının büyükten
küçüğe, dededen babaya ve onlardan da evlatlara ve böyle-
likle nesilden nesile intikal ettirdiği anlayışlar, üsluplar ve
uygulamalardır.”(5)
Sözü edilen kitabın müellifi daha sonra eğitimin sözlükte-
ki tanımına geçerek şöyle demiştir:
(5) Dr. Muhammed Sa’d el-Fezzâz, Salih Ebû Arrâd eş-Şehrî, el-Mebâdiu’l-Âmme li’t-
Terbiye, s.11
“Terbiye sözlükte gelişmek ve artmak manasındadır. Yani
gelişmek anlamında artmak. Rabbâ fulânun fulânen denildi-
ğinde bu söz “Biri diğerini besledi, yetiştirdi” anlamına gelir.
Terbiyenin üzerinde durup ilgilenmek, ıslah etmek, gözetip
kollamak, kefil olmak anlamlarına geldiği de söylenmiştir.
Istılah manası ise; normal olarak sözlük manası dışında
değildir. Beşerî canlının -insanın- bedenî, aklî, ahlakî, sosyal,
estetik, eğlenceye yönelik, dinî vb. vazifelerinin geliştirilmesi-
dir. Bunun amacı mükemmellik, eksiksizlik derecesine ulaşıp
yükselmesidir. Bu da ancak alıştırma, kültür aşılama, güzel
ahlak kazandırma, itaatkarlık ve kabiliyete sürekli bir şeyler
katma yoluyla olur.”(6)
“Gazâlî, “Eyyuha’l-Veled” adlı eserinde terbiye anlayışına
ilişikin olarak şunları ifade etmiştir:
Terbiye, mahsulünün güzelleşmesi ve mükemmel olarak
büyümesi için ekinin arasındaki dikenleri söküp yabancı otları
çıkaran çiftçiye benzer. Gazâlî, çocuklar arasındaki farklılıkla-
rın gözetilmesi görüşündedir. Çocukların tek yöntemle ele alı-
namayacaklarına ve aynı muameleye tabi tutulamayacaklarına
işaret etmiştir. Aksine mizaçları, tabiatleri, yaşları ve çevre-
lerindeki farklılıklara göre farklı şekillerde tedavi edilmeleri,
farklı terbiye edilmeleri gerekir. Bu hususta şunları söylemiş-
tir: Nasıl ki doktor bütün hastaları tek ilaçla tedavi etmeye
kalktığında birçoğunu öldürürse, eğitimci de aynı şekilde öğ-
rencilere tek yönlü bir riyazeti işaret etse onları helake sürük-
ler, kalplerini öldürür. Ancak müridin hastalığını incelemesi,
halini, yaşını, mizacını ve nefsinin tahammül edeceği riyazeti
gözetmesi ve riyazeti bunun üzerine bina etmesi gerekir.
Rousseu ise eğitimin leziz, ahenkli, dengeli ve faydalı bir
(6) A.g.e s.14
12 Anne-Baba ve Eğitimciler İçin
geliştirme işlemi olduğu görüşündedir.”(7)
Terbiyenin insanın bedenî, aklî, dilsel, duygusal, sosyal,
dinî yönlerden gelişiminin gözetilmesi, ıslah cihetine yönlen-
dirilmesi ve kemale ulaştırılması manasına geldiği söylen-
miştir. Terbiye/eğitim aslında üç ana unsura dayanır veya bir
başka ifadeyle üç ana direği bulunmaktadır:
1- Öğrenci,
2- Metot,
3- Öğretici. Her ne kadar bu işte köşe taşı ise de bu üçüncü
sıradadır.
“Havle’t-Terbiye ve’t-Ta’lîm” adlı eserin müellifi şunları dile
getirmiştir: Eğitim aşamalı hareket etmektir. Eğitim üst üste
biriken ve birbirini destekleyen çabalardır. Eğitimin gayeleri-
ne ulaşmasında zaman önemli bir faktördür.
Bu husus Arapların terabbâ (eğitim gördü), teneşşee (ye-
tişti) ve tesekkafe (kültür edindi) sözlerinde gayet açıktır.
Tenşie (yetişmek), tağziye (beslenmek) ve teskîf (kültür aşıla-
mak) bir seferde aniden olacak bir şey değildir. Birbirini takip
eden aşamalardan geçerek gerçekleşir.
Binaenaleyh geliştirme ve aşama takip etme eğitim ça-
lışmalarının doğasına hükmeden en önemli iki kuralı temsil
etmektedir.
Herhangi bir gelişim meyvesi vermeyen bir eğitim ile kar-
şılaştığımızda biliriz ki bu kısır bir eğitimdir.
Herhangi bir “şey”in geliştirilmesini hedefleyen fakat
merhale takip etmeyen, sürekli ilgiden uzak çabalar gördüğü-
müzde bu çabaların “eğitim” diye anılmayı hak etmediklerini
biliriz.”(8)
Yazar, kitabın önsözünde şöyle diyor: Eğitim hakkında çok söz edilmiş, ciltler dolusu kitaplar telif edilmiştir.Çeşitli kısımlara, türlü yol ve yöntemlere ayrılmıştır. Herkes de kendi yönteminin en ideal olduğunu ileri sürmektedir. Eskiden “Herkes Leylâ’ya ulaştığını iddia eder ama Leylâ bunların hiçbirini kabul etmez.” denilmiştir. Bu araştırmayı bazı uygun çözümler de sunmakla birlikte çağdaş İslamî bakış açısından ele almak suretiyle ideal eğitim, ilgili meselelerin tedavisi, değişip duran sorunların etrafındaki görüş ve deneyimlerin sunumuna tahsis ettim. Devasa boyuttaki telifata rağmen ideal eğitime ve en iyi öğretime ulaşmamıza yardımcı olacak herşeyi araştırmayı sürdürmemiz gerekmektedir.Eğitim öğretimin sorunları, ümmetin sorunlarıdır. Ümmetin hep birden, kurumlarını tutup ayağa kaldırması ve sorunlarının çözümü yolunda çaba göstermesi gerekmektedir. Ben de, benden önce bu alanda araştırma yapmış olanlara katılarak şunu dile getiriyorum: Bugün yaşadığımız gerçekliğin delaleti ile çocuklarımızın aldıkları ve almaya devam ettikleri eğitim uygun bir eğitim değildir. Mesajı yerine getirmek ve ümmet için nasihatte bulunmak suretiyle değişim ve eğitimöğretimdeki bozuklukların ıslahı yönünde elimizi çabuk tutmazsak çocuklarımız ve torunlarımız da ileride aynı şeyi söyleyecekler.
سنة النشر : 2008م / 1429هـ .
حجم الكتاب عند التحميل : 812.3 كيلوبايت .
نوع الكتاب : pdf.
عداد القراءة:
اذا اعجبك الكتاب فضلاً اضغط على أعجبني و يمكنك تحميله من هنا:
شكرًا لمساهمتكم
شكراً لمساهمتكم معنا في الإرتقاء بمستوى المكتبة ، يمكنكم االتبليغ عن اخطاء او سوء اختيار للكتب وتصنيفها ومحتواها ، أو كتاب يُمنع نشره ، او محمي بحقوق طبع ونشر ، فضلاً قم بالتبليغ عن الكتاب المُخالف:
قبل تحميل الكتاب ..
يجب ان يتوفر لديكم برنامج تشغيل وقراءة ملفات pdf
يمكن تحميلة من هنا 'http://get.adobe.com/reader/'